Eşin uyuşturucu kullanması, kenevir bitkisi yetiştirmesi, bulundurması uyuşturucu madde kullandırmaktan, bulundurmaktan vb. sebeplerden ceza dosyasının bulunması boşanma sebebidir.
Eş uyuşturucu madde kullanmak veya bulundurmak veya kullanımını kolaylaştırmak veya imal veya ticaretinden ceza almış ise bu halde şuç işleme nedeniyle tarafların boşanmalarına karar verileceğini düşünüyoruz. Suç işleme nedeni ile boşanma kararı verilmesi için;
–suçun evlilik birliği içinde işlenmesi
–suçun küçük düşürücü olması
-diğer eş için evliliğin çekilmez hale gelmesi gerekmektedir.
Ayrıca uyuşturucu madde kullanımının sürekli olması nedeniyle bu durum TMK’nun 163. maddesinde düzenlenen haysiyetsiz hayat sürme sebebi içerisine de girebilir.. Daha fazla bilgi için Bodrum ilçesinde faaliyet gösteren ÖZŞEKER HUKUKBÜROSU’NDAKİ avukatlara danışabilirsiniz.
Eşin bir ceza dosyası bulunmasa bile uyuşturucu kullanması nedeniyle evlilik birliği temelinden sarsıldıysa bu halde genel boşanma sebebi olan evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davası açılabilir.
TERDİTLİ OLARAK TALEP DE BULUNABİLİRSİNİZ
İsterseniz boşanma davanızı önce özel sonra genel sebebe dayalı olarak terditli de açabilirsiniz. Örneğin öncelikle davalı eşin uyuşturucu kullanması ve uyuşturucu madde kullanmaktan suç işlemiş olması nedeniyle suç işleme nedeniyle tarafların boşanmalarına, bunun kabulü mümkün değilse evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına karar verilmesi talep edilebilir. . Daha fazla bilgi için Bodrum ilçesinde faaliyet gösteren ÖZŞEKER HUKUKBÜROSU’NDAKİ avukatlara danışabilirsiniz.
KONUYA İLİŞKİN YARGITAY KARARLARI
YARGITAY 2.Hukuk Dairesi’nin 2019/ 7029 esas, 2019 / 11044 karar, 07.11.2019 tarihli kararı ”…Yapılan soruşturma ve toplanan delillerle erkeğin uyuşturucu kullandığı, fuhuşa teşvik ve aracılık yaptığı bu eylemler nedeniyle hakkında ceza davaları açıldığı, sabıka kaydındaki suçların mahiyeti incelendiğinde yüz kızartıcı suçlar işlediği, bu sebeple eşini çevreye karşı küçük düşürdüğü evlilik birliğinin çekilmez hale geldiği ve temelinden sarsıldığı anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı kadın, dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilecek yerde, hatalı gerekçe ve kusur belirlemesiyle kadının davasının reddi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.” şeklinde olup olayımızda da davalı eşin eşini toplum içinde küçük düşürdüğü ve evlilik birliğini çekilmez hale getirdiği tartışmasızıdır.
Yine Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2016/ 23323 esas, 2018 / 9946, 24.09.2018 tarihli kararı ”…Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davalı erkeğin, eşine sürekli fiziksel şiddet uyguladığı, alkol alıp erkek arkadaşlarına hizmet ettirdiği, uyuşturucu madde kullandığı ve halen cezaevinde hükümlü olduğu anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.” şeklindedir.
Yine Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2015/ 15488 esas, 2016 / 6809, 05.04.2016 tarihli kararı ”Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle mahkemece erkeğe yüklenen kusurlu davranışlardan yalnızca davalı erkeğin uyuşturucu kullandığı, eşi ve çocuğuyla yeterince ilgilenmediği vakıalarının gerçekleştiği, diğer kusurlu davranışların davacı tarafından ispatlanamadığı, ancak davalının gerçekleşen kusurlu davranışlara göre de boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda da tam kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 136.00’şar TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.”şeklindedir.. Daha fazla bilgi için Bodrum ilçesinde faaliyet gösteren ÖZŞEKER HUKUKBÜROSU’NDAKİ avukatlara danışabilirsiniz.
BOŞANMANIN HANGİ SEBEPLE SONA ERDİĞİ MUTLAKA KARARDA BELİRTİLMELİDİR
BOŞANMANIN HANGİ SEBEPLE SONA ERDİĞİ MUTLAKA KARARDA BELİRTİLMELİDİR
Web sitesi içerisindeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Avukat Sevin Özşeker Karabudak’a ve Av. Derin Özşeker ‘e aittir. Web Sitesi içerisinde paylaştığımız genel hukuki bilgiler ve yargıtay kararlarının kullanılması halinde oluşabilecek mağduriyetlerden tarafımız hiçbir sorumluluk almamaktadır. Bu web sitesindeki makale ve içeriklerin izinsiz olarak başka sev sitelerinde paylaşılması ve kullanılması halinde cezai işlem yapılacaktır. Yazılar bilgi vermek amacı ile paylaşılmakta olup konu ile ilgili avukattan Bodrum İlçesindeki ofisinden danışmanlık alınması gerekmektedir. Her konu kendi içerisinde farklıdır. Yazıların kullanılmasından kaynaklı mağduriyetten tarafımız sorumluluk almamaktadır. Hukuk büromuz Bodrum ilçesinde görev yapmaktadır. Genellikle Bodrum’daki uyuşmazlıklarla ilgili davalara bakılmaktadır. Bodrum Avukatları olarak Muğla Barosuna bağlı avukatlarız