Aile hukuku Medeni Hukuk kapsamı içerisindedir. Kişilerin aile ile ilgili konularını içermekte ve düzenlemektedir. Aile ilişkisi insanlar için doğum ile birlikte başlamaktadır. Bu nedenle aile hukuku ilişkileri ve bununla beraber sorunları da yine doğum ile birlikte ortaya çıkmaktadır. Bir çocuk ister evlilik içerisinde iken ister evlilik dışı dünyaya gelmiş olsun anne ve baba ile olan ilişkisi aile hukukunun konusunu oluşturmaktadır. Ülkemizde ve genellikle herkesçe kabul edilen insanın evlilik içi birleşmeden doğmasıdır. Bu husust evlilik, evlenmenin şartları, evliliğin geçerliliği, evliliğin devamının getirdikleri, evlilik kurumunun nasıl sona ereceği ve sonuçlarının neler olacağı da yine aile hukukunun konusudur.Bir başka husus ise ailenin koruması altında olması gerekirken olmayan veya olamayan küçüklerin veya korunmaya muhtaç erginlerin de devletin kontrolü altındaki vesayet teşkilatının işleyişini aile hukuku düzenlemektedir.
Anayasanın 41 . Maddesi der ki
“MADDE 41- Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır.(2)
Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilâtı kurar.
(Ek fıkra: 7/5/2010-5982/4 md.) Her çocuk, korunma ve bakımdan yararlanma, yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça, ana ve babasıyla kişisel ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürme hakkına sahiptir.
(Ek fıkra: 7/5/2010-5982/4 md.) Devlet, her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır.
Anayasa 10. Maddesi
Kanun önünde eşitlik
MADDE 10- Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
(Ek fıkra: 7/5/2004-5170/1 md.) Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. (Ek cümle: 7/5/2010-5982/1 md.) Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz.
(Ek fıkra: 7/5/2010-5982/1 md.) Çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz.
Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde (…)(1) kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.(1)
Bu madde ile Anayasamız ayrım gözetme yasağından bahsetmiştir. Eşitlik ilkesi kadın ve erkek için aile hukuku açısından büyük önem taşımaktadır. Kadın ve erkek evlilik içerisinde de eşittir ve birbirlerine karşı aynı ölçüde sorumludurlar.
Anayasa 20. Maddesi der ki ;
Özel hayatın gizliliği ve korunması
A. Özel hayatın gizliliği
MADDE 20- Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz. (Mülga üçüncü cümle: 3/10/2001-4709/5 md.) (…)
Aile hukukunun koruduğu aile hayatı da yine anayasamızda aile hayatının gizliliği “özel hayatın gizliliği ve korunması” maddesi ile sağlanmıştır.
Aile hukukumuzda fertlerin koruyabileceği ilişkiler sınırlıdır. Sınırlı sayıda sayılmıştır. Evlilik tek bir eşle gerçekleşmektedir. Türk hukukunda birden fazla eşle evlilik söz konusu değildir. Yine mal rejimlerine ilişkin olarak da sınırlı sayıda sayılmış mal rejimi uygulaması söz konusudur. Türk Aile Hukukunda kanunda sayılmayan bir başka mal rejiminden bahsedilemez. Seçimlik haktır, kişiler kanunun kendisine tanıdığı mal rejimi seçimlik hakkını kullanarak birini seçebilirler. Kanunda hiç düzenlenmemiş yeni bir mal rejimi uygulanamaz. Aile Hukukunda yer almakta olan kurallar emredici hukuk kurallarıdır. Aile bireylerinin ve toplum düzeninin korunması için emredici olmaları gerekmektedir.
Aile Hukuku çocukları ve zayıfları koruma amacı da gütmektedir. Aile Hukuku çocukları anne ve babalarına karşı koruduğu gibi vesayet altındakileri de vasi ve vesayet organlarına karşı korumaktadır. Bir kimsenin özgürlüğünün kısıtlanması onun korunması için gerekliyse o hususta gerekli olan düzenlemeleri yapmakta ve bu amaca da hizmet etmektedir. Aile Hukukunda devletin müdahalesi de söz konusudur. Evlenmenin yetkili memur önünde gerçekleşmesi zorunluluğu buna örnektir. Aile Hukukunun ilişkilerinin kurulmasında çoğunlukla şekle bağlılıkta söz konusudur.
Aile Hukukunda, hakların ve yükümlülüklerin içeriği çoğu zaman kesin bir açıklık içermemekte bu nedenle de genellikle içerikleri hakimler belirlemektedir. Taraflar evlilik birliği içinde birbirlerine karşı bazı yükümlülükler içermektedirler ancak bu yükümlülüklerin içeriği kesin olarak açık değildir. Açık olmayan hususlar hakimlerin takdir yetkisi ile giderilmeye çalışılmaktadır. Aile hukuku ilişkisinden doğan haklar aile hukuku haklarıdır. Kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardır. Evlenmeden doğan haklar, ana ve babanın velayet hakkı, vasinin ve kayyımın hakları, nafaka hakları, çocukların anne ve babalarına karşı olan hakları aile hukuku haklarındandır. Aile hukuku hakları kural olarak mirasçılara geçmemektedir. Bazı istisnalar söz konusudur.
Yazar: Sevin Özşeker Karabudak |www.sevinozsekerkarabudak.av.tr