VASİNİN DAVADA TEMSİL YETKİSİ
Vasi, Türk Medeni Kanunu’nun 403. Maddesine göre vesayet altındaki küçüğün veya kısıtlının kişiliği ve malvarlığı ile ilgili bütün menfaatlerini korumak ve hukuki işlemlerde onu temsil etmekle yükümlü olan kişidir. Vesayet kurumunun önemini, vesayeti gerektiren halleri, vasilikten kaçınma hallerini, vasiyete engel sebepleri ‘’Vasi Nedir Ve Nasıl Atanır’’ Başlıklı yazımızda anlatmıştık. Vasinin görevleri ve yapabileceği işleri de ‘’Vasinin görevleri nelerdir ‘’ başlıklı yazımızda anlatmıştık. Daha fazla bilgi için Bodrum ilçesinde faaliyet gösteren ÖZŞEKER HUKUK BÜROSU’NDAKİ avukatlara danışabilirsiniz
Vesayet dairelerinin yetkilerine ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla vasi, vesayet altındaki kişiyi bütün hukukî işlemlerinde temsil eder. Ancak Vesayet altındaki kişi adına kefil olmak, vakıf kurmak ve önemli bağışlarda bulunmak yasaktır. Daha fazla bilgi için Bodrum ilçesinde faaliyet gösteren ÖZŞEKER HUKUK BÜROSU’NDAKİ avukatlara danışabilirsiniz
Bu yazımızda vasinin davada temsil yetkisinin olup olmadığı üzerinde durulacaktır.
Vasi Davada Vesayet Altındaki Kişiyi Temsil Edebilir mi?
Vasinin görevlerinden bir tanesi de ; Vesayet dairelerinin yetkilerine ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla vasi, vesayet altındaki kişiyi bütün hukukî işlemlerinde temsil etmektir. Vasinin Vesayet altındaki kişi adına kefil olması, vakıf kurması, ve önemli bağışlarda bulunması yasaktır.
Vasi davada vesayet altındaki kişiyi temsil edebilir ancak davayı kabul edemez. Nitekim davayı kabul etme yetkisi ancak kendisine karşı dava açılmış olan kişiye yani davalının kendisine aittir. Daha fazla bilgi için Bodrum ilçesinde faaliyet gösteren ÖZŞEKER HUKUK BÜROSU’NDAKİ avukatlara danışabilirsiniz.
YARGITAY KARARI
Konuyla ilgili Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 2021/7979 esas, 2022/1516 karar numaralı, 01.03.2022 tarihli kararı‘’…Davacı vekili müvekkilinin 04.04.2005 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile davalılardan F. T., H. Y., S. G. ve Y. A.’den, 28.03.2005 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile davalılardan H. Y. ve İ. Y.’dan, 29.03.2005 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile davalılardan M. Y.’dan hisse satın aldığını, satış bedelini ödediğini zilyetliğin teslim edildiğini, tapunun müvekkilinin devredilmediğini belirterek 177 parselde davalılar adına kayıtlı bulunan hisselerin tapu kaydının iptali ile S. Ö. adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar S. G., Y. A., F. T. ve H. Y.vasisi H. Y. davayı kabul ettiklerini beyan etmişlerdir.Diğer davalılar davaya cevap vermemiştir.Mahkemece davanın kabulüne, 177 parselde davalılar adına tapuya kayıtlı hisselerin iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
Hükmü davalı M. Y. vasisi temyiz etmiş; ayrıca adli yardım talebinde bulunmuştur.
1-)Davalı M. Y. vasisinin adli yardım talebi 14. Hukuk Dairesinin 27.04.2021 tarihli 2018/1404 Esas- 2021/3082 Karar sayılı ilamı ile reddedilerek; nispi temyiz harcının tamamlanması için dosyanın mahalline iadesine karar verilmiştir. Davalı M. Y. vasisi temyiz harcını mahkemece gönderilen muhtıraya rağmen yatırmadığından, anılan temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-) 6100 Sayılı HMK’nin 369. maddesi gereğince Kanunun açık hükmüne aykırılık halleri resen gözetilerek yapılan temyiz incelemesinde;
Taraf ehliyeti, davada taraf olabilme yeteneğidir. Taraf ehliyeti medeni hukuktaki, medeni haklardan istifade (hak) ehliyetinin medeni usul hukukunda büründüğü şekildir. Gerçekten, kimlerin taraf ehliyetine sahip bulundukları Medeni Kanuna göre belirlenir (HUMK m. 38, TMK m. 8 ve 48).
Buna göre medeni haklardan istifade (hak) ehliyeti bulunan her gerçek (MK m. 8) ve tüzel (TMK m. 48) kişi, davada taraf olabilme ehliyetine sahiptir. Taraf olma ehliyeti, medeni haklardan yararlanma hakkının bir sonucu olup; usul hukukunda süje olma, usul hukukundan yararlanma yeteneğidir.
Bir davada tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları dava şartlarındandır (HMK m. 114/d).
HMK’nun 308.maddesine göre de davayı kabul, “Kabul, davacının talep sonucuna, davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir. Kabul, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda hüküm doğurur.” Davayı kabul etme yetkisi ancak kendisine karşı dava açılmış olan kişiye yani davalıya aittir.
Türk Medeni Kanunu’nun 462/8. maddesi gereğince vasinin davayı kabulü vesayet makamının iznine tabidir. Vasi tarafından izin alınmaksızın yapılan işlemler vasinin izni olmaksızın yaptığı işlem hükmündedir (TMK m 465).
Somut olayda davalı H. Y.’ya Adana 2.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2012/1200 Esas- 2012/1550 Karar sayılı kararıyla H. Y. vasi atanmış, vasi H. Y. 26.11.2014 tarihli celsede davayı kabul ettiğini bildirmiştir. Vasi, vesayeti altındaki kişinin taraf olduğu davalarda onu temsil eder (TMK m. 448). Ancak vasi, yalnız vesayet kararı ile vesayeti altındaki kişi adına davayı kabul edemez. Vasinin vesayeti altındaki kişiye karşı açılan davayı kabul edebilmesi için, vasiye sulh mahkemesi tarafından izin verilmiş olması gerekir (TMK m. 462/8). Dava ehliyeti olmayan davalıya karşı veya onun tarafından yapılan usul işlemleri geçersizdir. Ancak kanuni temsilci davalıya karşı veya onun tarafından yapılan işlemlere icazet verebilir ise de davada vasinin vesayet makamından alınmış bir izni bulunmadığından mahkemece yukarıda belirtilen Yasa hükümlerine aykırı şekilde vasinin davayı takip etmesi ve davayı kabul beyanı esas alınarak hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.’ ’ Şeklindedir.
Web sitesi içerisindeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Avukat Sevin Özşeker Karabudak’a ve Av. Derin Özşeker ‘e aittir. Web Sitesi içerisinde paylaştığımız genel hukuki bilgiler ve yargıtay kararlarının kullanılması halinde oluşabilecek mağduriyetlerden tarafımız hiçbir sorumluluk almamaktadır. Bu web sitesindeki makale ve içeriklerin izinsiz olarak başka sev sitelerinde paylaşılması ve kullanılması halinde cezai işlem yapılacaktır. Yazılar bilgi vermek amacı ile paylaşılmakta olup konu ile ilgili avukattan ofisinden danışmanlık alınması gerekmektedir. Her konu kendi içerisinde farklıdır. Yazıların kullanılmasından kaynaklı mağduriyetten tarafımız sorumluluk almamaktadır. Hukuk büromuz Bodrum’da görev yapmaktadır. Genellikle Bodrum’daki uyuşmazlıklarla ilgili davalara bakılmaktadır. Bodrum Avukatları olarak Muğla Barosuna bağlı avukatlarız. Ayrıntılı bilgi için 0530 434 48 48 – 0536 930 52 60
Daha fazla bilgi için Bodrum ilçesinde faaliyet gösteren ÖZŞEKER HUKUK BÜROSU’NDAKİ avukatlara danışabilirsiniz