TAZMİNAT DAVASINDA ZAMANAŞIMI
Eylem aynı zamanda suç oluşturuyorsa artık o suç için öngörülen ceza zamanaşımı süresi uygulanır. Uzamış (ceza) zamanaşımının başlangıcı olay tarihidir, zarar ve failin öğrenilmemesi önem taşımaz.
T.C. YARGITAY 9. Hukuk Dairesi Esas No: 2022/3009 Karar No: 2022/8109 Karar Tarihi: 21.06.2022“…
Uyuşmazlık, birleşen davada, ceza (uzamış) zamanaşımı süresinin uygulanıp uygulanamayacağı ve bu bağlamda davanın zamanaşımı süresi içinde açılıp açılmadığı noktasında toplanmaktadır.
Haksız eylemlerden doğan davalarda uygulanacak zamanaşımı süresi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 72 nci maddesinde düzenlenmiş olup 6098 sayılı Kanun’un 72 nci maddesinin ilk fıkrası; \”Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her halde, fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır\” hükmünü içermektedir.Buna göre, haksız eylem aynı zamanda ceza kanunları gereğince bir suç teşkil ediyorsa ve ceza kanunu ya da ceza hükümlerini ihtiva eden sair kanunlar, bu eylem için daha uzun bir zamanaşımı süresi tayin etmişse, tazminat davası da ceza davasına ilişkin zamanaşımı süresine tabi olur.
Diğer taraftan ceza zamanaşımı süresinin uygulanması için ceza davasının açılmış olması gerekmez; haksız eylemin suç niteliğinde olması yeterlidir. Takipsizlik kararı verilse dahi ceza zamanaşımı uygulanabilir. Ceza davasının hiç açılmaması durumunda, hukuk hâkimi, haksız eylemin suç niteliği taşıdığını saptamışsa, uzamış ceza zamanaşımını uygulayacaktır…”
T.C. YARGITAY 17. Hukuk Dairesi Esas No: 2019/4540 Karar No: 2021/518 Karar Tarihi: 02.02.2021“…Borçlar Kanunu’nun 41. maddesinde haksız fiil tanımlanmış, 60. maddesinde de haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan maddi ve manevi zararın tazmini istemi ile açacağı davaların bağlı olduğu zamanaşımı süreleri özel olarak düzenlenmiştir. BK’nın 60. maddesinde üç türlü zamanaşımı süresi öngörülmüş olup bunlar, zararın ve failin öğrenildiği tarihten itibaren 1 yıllık sübjektif ve nispi nitelikteki kısa zamanaşımı süresi, herhalde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık objektif ve mutlak nitelikte uzun zamanaşımı süresi ile olağan üstü nitelikteki ceza zamanaşımı süresidir. Buna karşılık, özel bir kanun hükmünün, özel olarak zamanaşımı süresi öngördüğü tehlike sorumluluklarında BK 60.md uygulanmaz. 2918 sayılı KTK’nın 109/I. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar” hükmüne, yine aynı Kanunun 109/II. maddesinde ise, “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir” hükmüne yer verilmiştir. Aynı fiil bazen, hem sorumluluğu gerektiren hem de ceza kanunlarına göre cezayı gerektiren bir fiil olabilir. Bu fiile göre Ceza Kanununun daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörüldüğü hallerde, tazminat davasının daha önce zamanaşımına uğraması tutarlı bir çözüm oluşturmaz. Zira cezalandırma, müeyyide olarak tazminattan daha ağırdır. Bu sebeple, kanun koyucu uyum sağlamak amacıyla ceza davası için öngörülen zamanaşımı süresince tazminat davasının da devamını temin bakımından genel olarak BK’nun 60/II. (6098 sayılı TBK m. 72/I), özel olarak da KTK’nın 109/II. maddesinde düzenleme yapmıştır…”
T.C. YARGITAY 21. Hukuk Dairesi Esas No: 2019/6740 Karar No: 2020/2930 Karar Tarihi: 30.06.2020“…Borçlar Kanununun 60/2. ve aynı yöndeki 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 72/1. maddelerine göre eylem aynı zamanda suç oluşturuyorsa artık o suç için öngörülen ceza zamanaşımı süresi uygulanır. Somut olayda zararlandırıcı sigorta olayının davalı işveren yönünden olay tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nun 85/1. maddesinde belirtilen “Taksirle Öldürme” suçunu oluşturduğu ve aynı Kanunun 66/1-d maddesinde belirtilen ceza zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği, bu zamanaşımı süresinin ise 15 yıl olduğu, buna göre ek dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin henüz dolmadığı açıktır. Hal böyle olunca asıl dava dosyası yönünden ıslah edilen kısım dışındaki hükümlerin bozma kapsamı dışında kaldığı, birleşen dava dosyası yönünden ise zamanaşımı süresinin henüz dolmadığı gözden kaçırılarak yazılı şekilde asıl ve birleşen dava dosyalarının zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi isabetsiz olmuştur…”
T.C. YARGITAY 4. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/16641 Karar No: 2017/2607 Karar Tarihi: 08.05.2017”…Olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BKnun 60/2. maddesinde (6098 sayılı TBK m. 72) haksız fiil nedeniyle tazminat davasının zararın ve sorumlunun öğrenildiği tarihten itibaren bir yıl, herhalde zararı doğuran olayın gerçekleşmesinden itibaren on yıllık sürede zamanaşımına uğrayacağı düzenlenmiştir. Ancak, haksız fiil aynı zamanda suç teşkil eden bir eylem ise ve Ceza Kanununda daha uzun zamanaşımı süresi öngörülmüşse haksız fiil sorumluluğunda bu (uzamış) ceza zamanaşımı süreleri uygulanır. Uzamış (ceza) zamanaşımının başlangıcı olay tarihidir, zarar ve failin öğrenilmemesi önem taşımaz…”
Web sitesi içerisindeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Avukat Sevin Özşeker Karabudak’a ve Av. Derin Özşeker ‘e aittir. Web Sitesi içerisinde paylaştığımız genel hukuki bilgiler ve yargıtay kararlarının kullanılması halinde oluşabilecek mağduriyetlerden tarafımız hiçbir sorumluluk almamaktadır. Bu web sitesindeki makale ve içeriklerin izinsiz olarak başka sev sitelerinde paylaşılması ve kullanılması halinde cezai işlem yapılacaktır. Yazılar bilgi vermek amacı ile paylaşılmakta olup konu ile ilgili avukattan ofisinden danışmanlık alınması gerekmektedir. Her konu kendi içerisinde farklıdır. Yazıların kullanılmasından kaynaklı mağduriyetten tarafımız sorumluluk almamaktadır. Hukuk büromuz Bodrum’da görev yapmaktadır. Genellikle Bodrum’daki uyuşmazlıklarla ilgili davalara bakılmaktadır. Bodrum Avukatları olarak Muğla Barosuna bağlı avukatlarız. Ayrıntılı bilgi için 0530 434 48 48 – 0536 930 52 60
Özşeker Hukuk Bürosu, Muğla İli Bodrum İlçesinde Av. Sevin Özşeker Karabudak tarafından kurulmuştur. Hukuk Büromuzda Av. Derin Özşeker ve Av. Sevin Özşeker Karabudak olmak üzere iki avukat tarafından dosyalar takip edilmektedir. Kurulduğu günden itibaren müvekkillerinin hukuki problemlerine kısa zamanda yaratıcı ve etkili çözümler üretmeye çalışmakta ve müvekkillerin hukuki sorunlarını memnun kalabilecekleri en iyi şekilde sonuçlandırmak üzere çalışma sürdürmeye özen göstermekteyiz. Dinamik bir bakış açısı ve sürekli eğitimler ile kendimizi yenilemeye yönelik yaptığımız çalışmalar neticesinde hukuk büromuz ;Gayrimenkul Hukuku, Kira Hukuku, Miras Hukuku, Ceza Hukuku, İş Hukuku, İcra iflas Hukuku, Aile Hukuku ,Ticaret Hukuku, İdare Hukuku, Sigorta Hukuku ve diğer pek çok alanda avukatlık ve danışmanlık hizmetleri sunmaktayız.
Daha fazla bilgi için Bodrum ilçesinde faaliyet gösteren ÖZŞEKER HUKUK BÜROSU’NDAKİ avukatlara danışabilirsiniz
Siz de fikrinizi belirtin