BONO
- Bono da taraflar düzenleyen (borçlu) ve Lehtar olan (alacaklı) taraf arasında bir İlişki söz konusudur. Senedi düzenleyen İle ödeme yapacak olan borçlu aynı kişidir. Bono ciro edilmemiş ise ikili bir ilişki söz konusudur. Ciro edilmiş veya senetteki Sorumlular lehine aval verilmiş kişiler mevcut ise kişi sayısı artmış olur.
- Senet metninde “bono” sözcüğünün veya “emre yazılı senet” sözcüklerinin yer alması gerekmektedir. Senet yabancı bir dille hazırlanmış ise o dilde de bono karşılığı olan sözcüğün yazılması gerekmektedir. Eğer diğer şartlar senette mevcutken bu hususta eksiklik yapılmış ise o halde senet “emre yazılı öceme vaadi” olarak kabul edilir. Emre yazılı ödeme vaadi söz konusu olduğumda bonodan farklı olarak emre yazılı ödeme vaadinde, kural olarak bono hükümlerine tabi olsa da araya girmek suretiyle ödeme söz konusu olmamaktadır. TTK Madde 830 “ (1) Senet metninde bono olarak gösterilmemekle beraber, açıkça emre yazılı olarak düzenlenmiş olan ve bonoda aranılan diğer unsurları da içeren ödeme vaatleri, bono hükmündedir. Ancak, emre yazılı olarak düzenlenmiş olan ödeme vaatleri hakkında, araya girerek ödemeye ilişkin hükümler uygulanmaz.
(2) İcra ve İflas Kanunu’nun, çekler, poliçeler ve emre yazılı senetlerden bonoların takibine ilişkin hükümleri, emre yazılı olarak düzenlenmiş bulunan ödeme vaatlerine uygulanmaz.” Emre yazılı ödeme vaadinde İİK madde 167 de düzenlenen kambiyo senetlerine özgü yol ile icra takibine konu edilememektedir.
- Belirli bir bedelin kayıtsız şartsız ödenmesi vaadi bonoda yer almalıdır. Bono da bedel yazılması gerekmektedir ve yapılacak ödemenin ise kayıt ve şart içermeksizin gerçekleşeceği vaad edilmelidir. Eğer şarta veya temel ilişkiye bağlanmış bir bono var ise o halde bono geçersiz olur. Bedelin senet metnine veya üzerine yazılması mümkündür. TTK madde 777 – “(1) İkinci ila dördüncü fıkralarda yazılı haller saklı kalmak üzere, 776 ncı maddede gösterilen unsurlardan birini içermeyen bir senet bono sayılmaz.
(2) Vadesi gösterilmemiş olan bono, görüldüğünde ödenmesi şart olan bir bono sayılır.
(3) Açıklık bulunmadığı takdirde senedin düzenlendiği yer, ödeme yeri ve aynı zamanda düzenleyenin yerleşim yeri sayılır. (4) Düzenlendiği yer gösterilmeyen bir bono, düzenleyenin adının yanında yazılı olan yerde düzenlenmiş sayılır.”
- Bono da dört tür vadeden bahsedilmektedir. Eğer bononun üzerinde vade bildirilmemişse ise o halde görüldüğünde vadeli sayılacaktır. Görüldüğünde ödenecek bononun, düzenleme tarihinden itibaren bir yıl içerisinde ödenmek üzere ibraz edilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde hamil düzenleyen dışındaki kişilere (başvuru borçlularına) karşı talep hakkını yitirir. Görüldüğünden belli süre sonra vadeli bononun da düzenleme tarihinden itibaren bir yıl içerisinde düzenyelen ibrazı gerekir. Görüldüğünde ödenecek poliçe
TTK MADDE 704 – (1) Görüldüğünde ödenmek üzere düzenlenen poliçe ibrazında ödenir. Böyle bir poliçenin düzenlenme gününden itibaren bir yıl içinde ödenmesi için ibrazı gerekir. Düzenleyen bu süreyi kısaltabileceği gibi, daha uzun bir süre de belirleyebilir. İbraz süreleri cirantalar tarafından kısaltılabilir.(2) Düzenleyen, görüldüğünde ödenecek bir poliçenin belirli bir günden önce ödenmek üzere ibraz edilmeyeceği hakkında şart koyabilir. Bu takdirde ibraz süresi o tarihten başlar. Görüldükten belirli bir süre sonra ödenmesi gereken poliçelerde
TTK MADDE 693 – (1) Görüldükten belirli bir süre sonra ödenmesi şart kılınan poliçelerin, düzenlenme gününden itibaren bir yıl içinde kabule arz edilmesi gerekir.
(2) Düzenleyen bu süreyi kısaltabileceği gibi, daha uzun bir süre de şart koşabilir.(3) Cirantalar kabule arz sürelerini kısaltabilirler.İbraz sürenin hesaplanabilmesi açısından önemlidir. Düzenleyen ibraz sırasında tarih yazmaz ise tarihin ispatı için protesto çekilmesi gerekmektedir.
- Senet süresinde ibraz edilmez, görüldüğüne dair şerh alınmaz veya tarih için protesto çekilmez ise başvuru borçlularından talepte bulunma hakkı düşer ancak düzenleyenin sorumluluğu devam eder. Bu durumda ibraz bir yıllık sürenin son günü gerçekleşmiş sayılır ve vade de ona göre saptanır.
“TTK MADDE 695 – (1) Kabul beyanı poliçe üzerine yazılır ve kabul edilmiştir veya buna eş anlamlı başka bir ibareyle ifade edilir ve muhatap tarafından imzalanır. Muhatabın, poliçenin ön yüzüne yalnız imzasını koyması kabul hükmündedir.
(2) Poliçenin, görüldükten belirli bir süre sonra ödenmesi şart edilmiş olduğu veya özel bir şart gereğince belirli bir süre içinde kabule arz edilmesi gerektiği takdirde, hamil ibraz günü tarihinin atılmasını istemedikçe, kabul hangi gün gerçekleşmişse poliçeye o günün tarihi atılır. Tarih atılmamış olduğu takdirde, hamil cirantalarla düzenleyene karşı başvurma haklarını koruyabilmek için bu eksikliği zamanında düzenlenecek bir protesto ile tespit ettirmek zorundadır. TTK Madde 730 – (1)Hamil;a) Görüldüğünde veya görüldükten belirli bir süre sonra ödenmesi şart olan poliçeyi ibraz,b) Kabul etmeme veya ödememe protestosunu düzenleme,c) Gidersiz iade olunacaktır kaydının bulunması halinde, poliçeyi ödeme amacıyla ibraz,için belirli süreleri geçirirse, kabul eden kişi hariç olmak üzere, cirantalara, düzenleyene ve diğer borçlulara karşı sahip olduğu hakları kaybeder.(2) Hamil, kabul amacıyla ibraz edilmesi için düzenleyenin verdiği süreye uymazsa, kabul etmeme ve ödememe sebebiyle başvuru haklarını kaybeder; meğerki, düzenleyicinin yalnız kabule ait sorumluluğu istisna etmek istediği kayıttan anlaşılsın.(3) Ciroda ibraz için bir süre şart kılınmışsa ancak ciranta bu süreyi ileri sürebilir. Görüldükten belirli bir süre sonra ödenecek poliçe
TTK MADDE 705 – (1) Görüldükten belirli bir süre sonra ödenecek bir poliçenin vadesi, kabul şerhinde yazılı tarihe veya protesto tarihine göre belirlenir.(2) Kabul şerhinde tarih gösterilmemiş ve protesto da çekilmemiş olursa poliçe, kabul eden hakkında, kabule ibraz için öngörülmüş bulunan sürenin son günü kabul edilmiş sayılır.
- Bono da ödeme yeri mevcut olmalıdır. Ödeme yeri açıkça yazılmamış ise senedin düzenlendiği yer ödeme yeri sayılır. Düzenleme yeri de gösterilmemiş ise bono geçersiz olur. Bono da adresli veya yerleşim yerli düzenlenebilir.
- “Kime veya kimin emrine” ödeme yapılacağı yani lehtar senette gösterilmelidir. Hamiline bono düzenleme geçersizdir. Açıkça gerçek ya da tüzel kişi olduğu yazılmalıdır, adı-soyadı veya varsa ünvanı yazılmalıdır. Bono da lehtarın isminin bulunması senedi nama yazılı hale getirmemektedir. Nama yazılı hale gelebilmesi için “menfi emre yazılı” içermesi gerekmektedir. ) “TTK MADDE 681– (1) Her poliçe açıkça emre yazılı olmasa da ciro ve zilyetliğin geçirilmesi yoluyla devredilebilir.(2) Düzenleyen, poliçeye emre yazılı değildir ibaresini veya aynı anlamı ifade eden bir kaydı koymuşsa, poliçe ancak alacağın temliki yoluyla devrolunabilir ve bu devir alacağın temlikinin hukuki sonuçlarını doğurur.(3) Ciro, poliçeyi kabul etmiş olsun veya olmasın muhataba, düzenleyene veya poliçeyle borç altına girmiş olanlardan herhangi birine yapılabilir.” Bu kimseler poliçeyi yeniden ciro edebilirler. Ancak bonoyu düzenleyen kendisini lehtar olarak gösteremez.
- Senet düzenlendiği günü içermelidir aksi halde senet geçersiz olur.Açıkça düzenleme yeri gösterilmemişse düzenleyenin adının yanında yazılı yer düzenleme yeri sayılmaktadır. Bu da yoksa bono geçersizdir. Senette düzenleyenin imzası mutlaka olmalıdır. İmza el yazısı ile atılmalıdır. İmzanın yanında düzenleyenin adı soyadı veya ünvanın gösterilmesi şart değildir.
- İstendiğinde seneye vade kaydı, faiz şartı, menfi emre kaydı, senedi ödeyecek olan üçüncü kişinin adresi, protestodan muafiyet , yabancı para borçlarında aynen ödeme kaydı,aval kaydı gibi ihtiyari kayıtlar koyulabilmektedir. Kanunda sayılmayan ihtiyari kayıtlara HMK ya da İİK uyarınca yetkili icra daireleri veya mahkemelerinin belirtilmesi örnek verilebilir. Ancak senet üzerine belli bir gün veya düzenlendikten belli süre sonra çeklinde vade içeren senetlerde faiz kaydı, muacceliyet kaydı, cezai şart gibi kayıtların koyulmasına izin verilmemiştir. Bu kayıtlar ya geçersiz kabul edilir ya da senedi geçersiz hale getirir.
- Şekil şartlarında aykırılık olan senetler ya yazılı delil başlangıcı sayılır ya da adi senet kabul edilir. Tartışmalıdır.
- İmzaların bağımsızlığı, yetkisiz temsilcinin sorumluluğu, açık senet, ciro, aval, faiz şartı, vade, başvuru hakkı, araya girme gibi birçok hususta poliçe hükümlerine gidilir. Bonoyu düzenleyen kişi poliçeyi düzenleyen muhatap gibi sorumlu olduğundan, vade geldiğinde hamilin, bonoyu ödenmek üzere düzenleyene ibraz etmesi ve ödenmediği takdirde protesto düzenletilmesi gerekmektedir. Aksi halde başvuru borçlularına karşı talepte bulunma hakkı düşer fakat düzenleyenin sorumluluğu sürer.
-
Bono da Zamanaşımı ;
TTK 778 zamanaşımı konusunda poliçeye ilişkin m.749-751 hükümlerine atıf yapmıştır. TTK madde 779/1 de ise bonoyu düzenleyeni poliçeyi kabul etmiş muhatap gibi düşünmek gerektiğinden: TTK MADDE 779 – “(1) Bir bonoyu düzenleyen kişi, tıpkı bir poliçeyi kabul eden gibi sorumludur.”
Hamilin düzenleyene karşı açacağı davalar vadeden itibaren 3 YIL.
Hamilin cirantalara karşı açacağı davalar protesto tarihinden, senette protestosuz kaydı varsa vade tarihinden itibaren 1 YIL
Ödeyen kişinin kendisinden öncekilere karşı açacağı davalar bonoyu ödediği veya bononun dava yolu ile kendisine karşı öne sürüldüğü tarihten itibaren 6 Ay geçmekle zamanaşımına uğrar. Fakat ödeyen düzenleyene başvuracak ise bu sürenin yine 3 yıl olması gerekir.
- Ciro ile senet bedelinin senet borçlusundan geçerli olacak şekilde kabzetme yetkisini kazanmakta; senet borçlusu ise , senetteki borcunu ciro edilene karşı geçerli olarak ödemeye yetkili kılınmaktadır. Ciro sadece değil cebri icra, bir ticari işletmenin aktif ve pasifleri ile birlikte devri beyaz ciro ile devralan kişinin anlaşarak senet zilyetliğini başkasına devretmesi, iyi niyetle iktisap gibi fazla rastlanılmamasına karşın senetteki hakkın alacağın temliki yolu ile devri de mümkündür.
- Hamil ciro ile senetten kaynaklı sahip olduğu tüm hakları devretmez. Senetten doğan hakları devreder. Yani asıl alacağa bağlı olan teminatlar ve cezai şartlar senetten doğmadığı için ciro ile geçmemektedir. Buna karşın senedin kabul, ödeme için arz, protesto gibi hakkı koruyucu işlemleri yapma, başvuru hakkını kullanma, kanunun izin verdiği bazı kayıtları senede yazma, sebepsiz zenginleşme davası açma gibi yetkiler ciro ile geçer. Tüzel kişiler adına ciro yapılacak ise statü gereği yetkili organ veya temsilci tarafından yapılır. Miras durumunda ise miras şirketine bir temsilci atanmamış ise, terekedeki senedi tüm mirasçıların ciro etmesi gerekir.
- Ciro genellikle poliçenin arkasına yazılır. Önüne atılan açıklamasız imza aval anlamına gelir bu nedenle poliçenin arkasına atılan isimsiz imza dahi ciro anlamına gelir.Ön yüzüne ciro yapılmış ise açıkça ciro amacıyla yapıldığı yazılmalıdır.Kısmi ciro geçersizdir. Ciro senedin lehtarın eline geçtiği andan itibaren ödememe protestosu çekilene veya protesto süresi bitene dek yapılabilir. Daha sonra yapılan ciro alacağın temliki hükmündedir. Bu kişi senedi temlik edene karşı kambiyo hukukuna dayanarak başvuruda bulunamaz.
- Yapılış şekline göre beyaz ciro ve tam ciro olmak üzere iki tür ciro vardır. Tam ciro; kime ciro edildiği gösterilmiş ise “ Ali Al’a ödeyiniz.” İmza ( Selin Öz) gibi. Beyaz ciro ise ciro yapılan kişinin belirtilmediği cirodur. Ya yalnızca imzayı veya imza ile birlikte devir ibaresini içerir. Böylece senet hamiline yazılı imiş gibi tedavül eder. Fakat hamiline senet haline gelmiş olmaz. ………… ödeyiniz. İmza ( Selin Öz) TTK 686/1 de bir beyaz ciroyu bir başka ciro takip ederse , beyaz cironun son ciroyu imzalayan kimseye yapıldığı sayılır. Böylece silsile kanunen düzgün yapılmış olur.Beyaz ciroyu devralan kişi TTK MADDE 684– (1) Ciro ve zilyetliğin geçirilmesi ile poliçeden doğan bütün haklar devrolunur.(2) Ciro beyaz ciro ise hamil;a) Ciroyu kendi adına veya diğer bir kişi adına doldurabilir,b) Poliçeyi yeniden beyaz olarak veya diğer belirli bir kişiye tekrar ciro edebilir,c) Beyaz ciroyu doldurmaksızın ve poliçeyi tekrar ciro etmeksizin poliçeyi başka bir kişiye verebilir.
- Yapılış açısından temlik cirosu, tahsil cirosu ve rehin cirosu olmak üzere üçe ayrılır.Temlik cirosu senedin ve senetteki alacağın temliki için yapılmaktadır.Eğer bir ciro tahsil veya rehin cirosu olduu hususunda açıklık taşımıyorsa o halde temlik cirosu olarak kabul edilir.Ciranta sadece senetteki alacak haklarını devretmiş olur yoksa bütün haklarını devretmiş olmaz. Borçlu cirolar sayesinde kendisine ibraz edip alacağı tahsil etmek isteyen kişinin yetkili hamil olup olmadığını saptayabilmektedir. Birbirine bağlı cirolar hamilin şeklen hak sahipliğine karinedir. Cirantaların birbirine bağlı olması, ciro zincirinin düzgün olması demektedir. Yani ilk ciroyu lehtar yaptıktan sonra sırası ile her cirantanın bir önceki aşamada kendisine ciro yapılan kişi olarak gözükmesi ve bu silsilenin hamile kadar gelmesi gerekir. Ciro zincirinde kopukluk varsa, bu aşamadan sonraki diğer cirolar geçersiz olur. Ciro sinsilesinin lehtar ile başlaması gerekmektedir.Bir poliçeyi temlik cirosu ile devreden ciranta, kendisinden sonra gelen kişilere karşı poliçenin kabul edilmemesi veya ödenmemesinde dolayı kural olarak sorumludur.(cirantanın kabul etmeme veya ödememeden sorumsuzluk şartı koymuş olması durumu veya tekrar ciro yapılamaz , ciroyu yasaklaması durumları hariçtir.)Ciro edilemez yasağı artık senedi nama yazılı hale getirir. Bu nedenle yasağa rağmen yapılan ciro da alacağın temliki hükümlerini doğurur.
- Tahsil cirosunda ise senetten doğan tüm hakları değil ciro edilen kişiye senet bedelini tahsil ve buna bağlı işlemleri yapma yani kabule ve ödemeye arz, ödeme halinde makbuz verme , başvuru hakkını kullanma , protesto düzenletme ve senedin zayı olması durumunda iptal davası açma gibi haklar için yetki verilmiş olur. Ancak sulh, ibra veya feragat gibi işlemlerde bulunulamaz. Tahsil cirosu ile devralan sadece tahsil cirosu ile devredebilir. Tahsil cirosunda tam ciro şeklinde yapılabilir ve ciroda “tahsil içindir.” Vekaleten “tevkil içindir.” Gibi tahsil cirosu olduğunu gösterir bir ibare yer almalıdır.Örtülü tahsil cirosu da mümkündür.
- Rehin cirosu ise ciro edilene rehnetmek amacı ile yapılmaktadır. Ciro ile senedi devir alan feri olmakla birlikte senet üzerinde ayni bir hak iktisap etmektedir. Rehin cirosu ancak tam ciro şeklinde yapılablir. Ciroda “ bedeli rehindir.” “teminat içindir” gibi rehnin varlığını gösterir ibarelerin olması gerekir. Açık rehin cirosudur . Örtülü rehin cirosu da yapılabilir.Rehin cirosu ile poliçeyi devralan ancak tahsil cirosu ile devredebilir. Rehin cirosunda poliçeyi devralan senetten doğan hakları kendi adına kullanır. Bu nedenle cirantaya karşı ileri sürülebilecek şahsi defileri kendisine karşı ileri süremez.Rehinle temin edilen asıl alacağa ilişkin defileri ileri sürebilir.Asıl borç geçersiz ise rehinde geçersiz.
-
ÖDEMEME DURUMUNDA
Asıl borçlu senedi kabul etmiş olan muhattaptır ve varsa onun yanında avalistidir. Yetkisiz temsilcilerde asıl borçlu gibi sorumlu olurlar. Bu nedenle senedin vadesi geldiğinde öncelikle asıl borçluya gidilmesi gerekmektedir. Muhattap kabul etmesine rağmen vadesinde ödeme yapılmamış ise başvuru borçlularına gidilir.Muhattap kabul etmez veya ödeme yapmaz ya da ödeme tehlikeye düşerse hamil asıl borçlularla birlikte başvuru borçlularından dilediği kişi/kişilere müteselsil sorumlulara karşı başvuru hakkını kullanabilir. Hamilin başvurduğu bir kişi ödeme yaparsa, o da kendisinden önceki sorumlulara sıra gözetmeksizin başvurabilir. Bu şekilde yapılan başvurular düzenleyene kadar gelir.
-
ÖDEMEME PROTESTOSU :
Senedin ödenmemesi halinde noter aracılığı ile resmen saptanmasıdır. Ödeme yerindeki noterce düzenlenir. Protesto görüldüğünde vadeli poliçede bir yıllık ibraz süresi içinde ödeme için ibraz edilmelidir. Ödenmezse protesto çekilir. Diğer iç tür vadeli poliçelerde ise ödeme gününü izleyen iki işgünü içerisinde mesai saatleri içerisinde ödememe protestosunun çekilmesi gerekmektedir. Ödeme gününü izleyen iki iş günü süresi hak düşürücü süredir. Hakim tarafından resen dikkate alınır.
Web sitesi içerisindeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Avukat Sevin Özşeker Karabudak’a ve Av. Derin Özşeker ‘e aittir. Bu web sitesindeki makale ve içeriklerin izinsiz olarak başka sev sitelerinde paylaşılması ve kullanılması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Yazılar bilgi vermek amacı ile paylaşılmakta olup konu ile ilgili avukattan ofisinden danışmanlık alınması gerekmektedir. Her konu kendi içerisinde farklıdır. Ayrıntılı bilgi için 0530 434 48 48 – 0536 930 52 60