Bodrum Gayrimenkul Avukatı MURİS MUVAZAASINA DAYALI TAPU İPTAL DAVASI

Bodrum Gayrimenkul Avukatı MURİS MUVAZAASINA DAYALI TAPU İPTAL DAVASI

İçerik Haritası


MURİS MUVAZAASINA DAYALI TAPU İPTAL VE TESCİL DAVASI 

DAVANIN TARAFLARI

DAVACI

Muris muvazaasına dayalı tapu iptal ve tescil davasını saklı paylı olsun veya olmasın dava açmakta hukuki yararı bulunan, bir başka ifadeyle miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar açabilir[1].

Bir mirasçının muvazaa nedeniyle tapu iptali davası açabilmesi için miras bırakanın mal kaçırma kastının o mirasçıya yönelmesi gerekmez[2].Hatta dava açan mirasçının muvazaalı temlik tarihinde miras bırakanın mirasçısı olması da gerekmez.

Konuya ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2011/4-359 E., 2011/505 K. 08.06.2011 tarihli kararı‘’… aldatılan mirasçının temlik tarihinde mirasçı olup olmamasının herhangi bir önemi yoktur. Temlik tarihinde, miras bırakanın aldatma amacı güttüğü bir mirasçının bulunması ve iptal davasının açıldığı tarihte de mirasçı sıfatı taşıması yeterlidir…’’ şeklindedir.

Dava açma hakkı halefiyetten değil, bizzat mirasçının kendisine ait haktan doğmaktadır[3]. Bu nedenle her bir mirasçı diğerlerinden bağımsız olarak tek başlarına miras payı oranında dava açıp payları kadar tapu kaydının iptali ile tescili isteyebilirler[4].

Davacı miras payı oranında tapu iptali ve tescilini istemek yerine taşınmazın terekeye dönüşünü istemişse yani dava tereke adına açılmışsa, bu durumda iştirak halinde mülkiyet kuralları gereği davada yer almayan mirasçıların olurlarının alınması veya TMK’nın 640. Maddesi uyarınca atanacak tereke temsilcisi aracılığı ile yargılamanın sürdürülmesi gerekir[5].

Muris muvazaasına dayalı tapu iptal ve tescil davası yukarıda da belirttiğimiz üzere menfaati zedelenen mirasçılar tarafından açılabilir. Davayı açacak mirasçı, yasal mirasçı olabileceği gibi iradi mirasçıda olabilir. Ancak burada şu hususa dikkat etmek gerekir; gerek mirasçı atama ve gerekse belirli mal bırakma mirasbırakanın vasiyet ile gerçekleştirdiği işlemlerdir[6]. Miras sözleşmesi şeklinde yapılmamışsa yapılan vasiyet tek taraflı bir hukuki işlem olduğundan vasiyetçi tek taraflı iradesi ile vasiyetnameden dönebilir. Bu nedenlerle mirasçı atanan veya kendisine belirli mal bırakan kişinin muvazaa nedeniyle dava açamayacağına ilişkin görüş doktrinde mevcut olup ağırlıklı görüş de bu şekildedir[7].

Yine mirasbırakanı bir muvazaa işlemi yapmış olmasına rağmen mirasçısı muvazaa nedeniyle tapu iptali ile tescil davası açmadan ölür ve bu dava hakkından açıkça vazgeçmezse, mirasçıları da kendi mirasbırakanın haklarına dayanarak muvazaalı işlemin iptali için dava yoluna başvurabilir[8].

Yargıtay bu hususu bir kararında ‘’ ; bir önceki miras bırakanın (kök miras bırakanın) yaptığı muvazaalı temlik hakkında mirasçılardan biri (ara miras bırakan) dava açmasa bile, ölümü ile onun mirasçılarının dava açmak hakları mevcuttur. Zira yukarıda da değinilen ilkeler gereğince icazetle veya belirli bir süre geçtiği halde dava açılmaması ile muvazaalı sözleşme geçerli hale gelmez. Kaldı ki Türk Medeni Kanununun 528. maddesi uyarınca düzenlenmiş mirastan feragate dair bir belgenin varlığından da söz edilmemiştir. Davacıların mirasbırakanı Mustafa sağlığında dava açmasa dahi dava hakkından vazgeçmiş sayılamayacağından, onun hakkı halefiyet kuralı ile mirasçısına geçer, mirasçıda miras hakkına engel olan kök miras bırakan tarafından yapılan muvazaalı sözleşmenin geçersizliğini ve bu sözleşmeye dayanan tapunun iptalini isteyebilir[9]’’şeklinde vurgulamıştır.

Mirası reddeden, miras hakkından feragat eden ve mirastan çıkarılan kişiler ise bu davayı açma hakkına haiz değillerdir. Aynı zamanda hazinenin de son mirasçı olarak bu davayı açamayacağına ilişkin Yargıtay Kararları mevcuttur.

‘’… Her ne kadar 4721 sayılı TMK’nın 501. Maddesi hükmü uyarınca, mirasçı bırakmadan ölen kişinin mirası, son mirasçı sıfatıyla Hazineye intikal ederse de, Hazinenin muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açmış olduğu davada, 1.4.194 tarih, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş olması doğru olduğu…’’  [10]

  1. DAVALI

Muris muvazaasında dayalı tapu iptali ile tescil talepli davalar sicilde hak sahibi görünen kişiye, bu kişi ölü ise külli halefleri olan mirasçılarına karşı açılır. Bu kimse gerçek veya tüzel kişi olabilir. Bu kişi mirasçı olabileceği gibi mirasbırakandan devralan üçüncü kişi de olabilir[11].

Son kayıt malikine devreden ara maliklerin dava yer almaları zorunluluğu yoktur[12].Bunların yanı sıra muris muvazaasında işlemin tarafı olmayan ancak bu işlemin muvazaalı olduğunu bilerek işbirliği içinde kötü niyetle taşınmazı temellük eden üçüncü kişiye karşı da açabilir[13].

Elbirliği halinde mülkiyette zorunlu dava arkadaşlığı nedeniyle dava tüm ortaklar aleyhine açılmak zorundadır[14]. Paylı mülkiyette ise, paydaşın payına ilişkin tapu iptali davası yalnız o paydaşa karşı açılabilir çünkü paylı mülkiyette paydaşlar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı söz konusudur[15].

Davanın açılmasından sonra davalı taraf, dava konusunu üçüncü bir kişiye devrederse davacıya HMK’nın 125. Maddesi gereği bir şeçim hakkı tanınır. Bu şeçimlik haklar şu şekildedir;

-Davacı isterse devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam eder. Bu takdirde davacı, davayı kazanırsa dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olur.

-Seçimlik haklardan ikincisinde ise davacı isterse davasını, devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştürür.

Konuya ilişkin Yargıtay kararı şu şekildir[16]; ‘’… Dosyadaki mevcut kayıtlar incelendiğinde, mahkemece kabul kararı kapsamına alınan taşınmazlardan 273 ada 2 ve 280 ada 22 numaralı parsellerin dava açıldıktan sonra 28.05.2009 ve 29.05.2009 tarihlerinde davalı tarafından dava dışı üçüncü kişilere satıldığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 125/1. maddesi ” Davanın açılmasından sonra, davalı taraf, dava konusunu üçüncü bir kişiye devrederse, davacı aşağıdaki yetkilerden birini kullanabilir.

 a)İsterse, devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam eder. Bu takdirde davacı davayı kazanırsa, dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilsen sorumlu olur.
b) İsterse, davasını devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştürür.” hükmünü içermektedir.
Anılan düzenleme, kendiliğinden (re ‘sen) gözetilmesi zorunlu bir usul kuralı olup, mahkemece davacı tarafa seçimlik hakkı hatırlatılarak davayı ne şekilde sürdüreceği sorulmalı ve ona göre işlem yapılmalıdır. Hal böyle olunca, 6100 saylı HMK’nın 125/1. maddesi gözetilerek gerekli usulü işlemlerin yerine getirilmesi, ondan sonra işin esası

hakkında karar verilebilmesi için hüküm bozulmalıdır.’’

  1. SÜRE

Muvazaa iddiasına dayanan iptal davasında zamanaşımı ve hak düşürücü süre yoktur.

  • 3402 Sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. Maddesinde Düzenlenen Hak Düşürücü Sürenin Uygulanması

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. Maddesinde düzenlenen tespit öncesi muris muvazaası iddiası ile açılan iptal davarında 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanması sorununa gelince; tespit tarihinden önce murisin tapuda adına kayıtlı taşınmazları devretmiş ve bu işlemleri muvazaalı olduğu iddia ediliyorsa, 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanması murisin kadastro tespitinden önce ölüp ölmediğine göre değişmektedir[17].

Muris kadastro tespitinden sonra ölmüşse, hak düşürücü süre uygulanmayacaktır. Eğer davacıların tapulama öncesi dayanacakları bir hakları doğmuşsa ve muris tespit tarihinden önce ölmüşse bu durumda hak düşürücü süre uygulanacaktır[18].

  1. İSPAT

Muris muvazaasına dayalı tapu iptal ve tescil davalarında ispat yükü davacı tarafa aittir. İspat edilmesi gereken husus taşınmazı devreden mirasbırakanın asıl amacının mirasçılardan mal kaçırmak olduğudur.

Mirasçılar üçüncü kişi olarak dava açtıklarından iddialarını tanık dâhil her türlü delille ispatlayabilirler. Mirasbırakanın tasarruflarının mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı yani muvazaalı olduğu hususunda objektif ve sübjektif deliller dikkate alınmalıdır[19].

  1. YETKİLİ MAHKEME

HMK’nın 12. Maddesi şu şekilde’’ (1)Taşınmaz üzerindeki ayni hakka ilişkin veya ayni hak sahipliğinde değişikliğe yol açabilecek davalar ile taşınmazın zilyetliğine yahut alıkoyma hakkına ilişkin davalarda, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.

 (2) İrtifak haklarına ilişkin davalar, üzerinde irtifak hakkı kurulan taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılır.

 (3) Bu davalar, birden fazla taşınmaza ilişkinse, taşınmazlardan birinin bulunduğu yerde, diğerleri hakkında da açılabilir.’’ düzenlenmiştir.

 

Bu nedenle muris muvazaasına dayalı tapu iptal ve tescil davalarında yetkili mahkeme taşınmazın bulunduğu yer mahkemesidir.  Ancak muris muvazaası nedeniyle tescil değil de tazminat talep edilmişse kesin yetki kuralının uygulanmayacağı genel yetki kuralları çerçevesinde yetki hususunun çözüleceği unutulmamalıdır[20]

  1. GÖREVLİ MAHKEME

HMK’nın 2. Maddesinin 1. Fıkrası ‘’ Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye hukuk mahkemesidir. ’şeklinde düzenlenmiştir. Bu hüküm uyarınca muris muvazaasına dayalı tapu iptal ve tescil davalarında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir.

  1. MURİS MUVAZAASI VE EHLİYETSİZLİK İDDİALARI İLE AÇILAN TAPU İPTAL VE TESCİL DAVASI

Ehliyetsizlik ve muris muvazaası nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescili davası açılmışsa öncelikle ehliyetsizlik iddiasının araştırılması gerekir. Nitekim yapılan yargılamada mirasbırakanın işlem tarihinde ehliyetsiz olduğu tespit edilirse dava bu hukuki nedene göre karara bağlanacak artık muris muvazaasının varlığı veya yokluğu gündeme gelmeyecektir.

Ehliyetsizliğin tespiti halinde isteğin miras payı kadar olup olmadığı önemli hale gelecektir. Çünkü ehliyetsizlik nedenine dayalı yolsuz tescil davalarında mirasçıların bir arada hareket etmesi zorunlu olduğundan miras payı oranında istemde bulunulması halinde davanın usulden reddi gerekecektir[21].

Nitekim Yargıtay birçok kararında[22], terekeye karşı yapılan mülkiyetten kaynaklanan haksız fiil niteliğindeki muris muvazaası ve el atmanın önlenmesi davaları dışında, ehliyetsizlik, vekalet görevinin kötüye kullanılması, hata, hile, gabin vs. gibi davalarda terekeyi temsil eden tüm mirasçıların bir arada hareket etmesi gerektiğini, davayı birlikte açmaları, ayrıca mirasçılardan birisinin terekeye iade şeklinde dava açması halinde de tüm mirasçıların davada muvafakatlerinin sağlanması gerektiğini vurgulamıştır.

  • MURİS MUVAZAASINA DAYALI İPTAL DAVASI AÇILMIŞ ANCAK TESCİL İSTENİLMEMİŞSE

Bu durumda davacıya tescil davası açması için süre verilecek ve süre içerisinde dava açılırsa her iki dava birleştirilerek karara bağlanacaktır

 

  1. TAZMİNAT İSTEMİ İLE BİRLİKTE KADEMELİ AÇILABİLME ÖZELLİĞİ

 

Muris muvazaasına dayalı olarak açılacak tapu iptal ve tescil davasında davacı, taşınmazın dava dışı üçüncü kişilere devredilmesi halinde dava sonuçsuz kalacağı için tazminat da isteyebilir[23]. Bu halde davacı tazminat istemini tapu iptal ve tescil davasının içerisinde terditli olarak ister. Mahkeme ilk talep olan tapu iptali ve tecil talebini kabul ederse tazminata hükmetmez ancak mahkeme asıl istek olan tapu iptali ve tescil talebini redderse bu durumda mahkeme tazminat talebi hakkında bir karar verecektir.

 

Tazminat istemli davada dava değeri, taşınmazın dava tarihindeki değerinden davacının miras payına düşen kısımdır[24].

 

 

  1. TENKİS DAVASI İLE BİRLİKTE AÇILABİLME ÖZELLİĞİ

 

Mirasbırakanın yaptığı işlemden zarar gören saklı paylı mirasçılar tenkis davası ile  muris muvazaasına dayalı tapu iptal ve tescil davasını terditli olarak birlikte açabilecekleri gibi ayrı ayrı da bu davaları açabilirler.

 

Ancak unutulmamalıdır ki muris muvazaasına dayalı tapu iptal ve tescil davası miras hakkı zarar gören tüm mirasçılar açabilirken tenkis davasını sadece saklı paylı mirasçılar ve şartları oluşmuşsa saklı paylı mirasçılardan alacaklı iflas idaresi veya alacaklıları açabilir.

 

Tenkis davası ile muris muvazaasına dayalı tapu iptal ve tescil davası ayrı ayrı açılmış ise tenkis davasında muris muvazaasına bağlı tapu iptal ve tescil davasının sonucu beklenilmelidir. Nitekim muris muvazaasına bağlı iptal davası tenkis davasına göre daha geniş kapsamlı olduğundan davanın sonucu tenkis davasını da etkileyecektir.

 

Muris muvazaasına dayalı tapu iptal ve tescil davası sonucunda davacının haklı çıkması halinde mirasçıya miras payından kaynaklanan tüm miras hakkı iade edilecek, tenkis davasında davacının haklı bulunması halinde ise saklı payın nakit olarak veya seçimlik hakkın kullanılmasına göre ayni olarak karşılanması şeklinde hüküm kurulacaktır.[25]

[1]  Berktaş, Muris Muvazaası, s.5.; Özuğur, Tenkis Muvazaa Mirasta İade Davaları s.9.; Özuğur/Eraslan. İnançlı İşlem ve Muvazaa Davaları s.883.

[2] Hatipoğlu, Yargıtay İçtihatlarına Göre Muris Muvazaasında Muris Bırakanın Asıl İradesinin Tayini, s.126; Topuz, Yargıtay Kararları Işığında Muris Muvazaasının Varlığını Gösteren Emareler, İstanbul Kültür Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 15, Sayı 2, Temmuz 2016, Prof. Dr. M. İlhan Ulusan’a Armağan (Özel Sayı), Cilt II, s. 709-728.

[3] Berktaş, Muris Muvazaası, s.5; Özuğur, Tenkis Muvazaa Mirasta İade Davaları s.9

[4] Tekddoğan, Muris Muvazaası Nedeniyle Açılan Tapu İptal ve Tescil Davaları, s.441.

[5] Tekddoğan, Muris Muvazaası Nedeniyle Açılan Tapu İptal ve Tescil Davaları, s.452.

[6]  Tekddoğan, Muris Muvazaası Nedeniyle Açılan Tapu İptal ve Tescil Davaları, s.452.

[7] Tekddoğan, Muris Muvazaası Nedeniyle Açılan Tapu İptal ve Tescil Davaları, s.452.

[8] Tekddoğan, Muris Muvazaası Nedeniyle Açılan Tapu İptal ve Tescil Davaları, s.448.

[9] Yargıtay 1. Hukuk Dairesi, 2012/14777E., 2013/4058K., 21.03.2013 T.

[10] Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/4555 E., 2011/7730, 29.06.2011 T.

[11] Tekddoğan, Muris Muvazaası Nedeniyle Açılan Tapu İptal ve Tescil Davaları, s.468.

[12] Tekddoğan, Muris Muvazaası Nedeniyle Açılan Tapu İptal ve Tescil Davaları, s.468.

[13] Özuğur/Eraslan, İnançlı İşlem ve Muvazaa Davaları s.886.

[14] Tekddoğan, Muris Muvazaası Nedeniyle Açılan Tapu İptal ve Tescil Davaları, s.474.

[15] Tekddoğan, Muris Muvazaası Nedeniyle Açılan Tapu İptal ve Tescil Davaları, s.475.

[16] Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/22171 E., 2017/4194 K.

 

[17] Tekddoğan, Muris Muvazaası Nedeniyle Açılan Tapu İptal ve Tescil Davaları, s.282.

[18] Tekddoğan, Muris Muvazaası Nedeniyle Açılan Tapu İptal ve Tescil Davaları, s.282.

[19] Tekddoğan, Muris Muvazaası Nedeniyle Açılan Tapu İptal ve Tescil Davaları, s.282.

[20] Tekddoğan, Muris Muvazaası Nedeniyle Açılan Tapu İptal ve Tescil Davaları, s.538.

[21] Tekddoğan, Muris Muvazaası Nedeniyle Açılan Tapu İptal ve Tescil Davaları, s.132.

[22] Bkz. Yargıtay 1. Hukuk Dairesi, 2016/13107E. 2020/3206 K, 29.06.2020 T.

[23] Tekddoğan, Muris Muvazaası Nedeniyle Açılan Tapu İptal ve Tescil Davaları, s.141.

[24] Tekddoğan, Muris Muvazaası Nedeniyle Açılan Tapu İptal ve Tescil Davaları, s.141.

[25] Tekddoğan, Muris Muvazaası Nedeniyle Açılan Tapu İptal ve Tescil Davaları, s.159

Avukat Sevin ÖZŞEKER

Avukat Sevin ÖZŞEKER

Özşeker Hukuk Bürosu, Muğla’da Av. Sevin Özşeker Karabudak tarafından kurulmuştur. Kurulduğu günden itibaren müvekkillerinin hukuki problemlerine kısa zamanda yaratıcı ve etkili çözümler üretmektedir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Burada Arama Yapın

Yardıma İhtiyacınız Var mı?

Hukuk Büromuzun bir diğer önemli özelliği de dürüstlük ve şeffaflıktır.

Hukuk Hizmetleri İçin Arayın

0530 434 4848

Mail Address

avsevinozseker@gmail.com